Berna Tuğhan, Tutku Suçları'nda genel olarak seks hayatından sıkılmış olan Çiğdem'in hikayesini konu alıyor. Hiçbir partneri ile orgazma ulaşamayan Çiğdem sadece kendini tatmin ettiği zamanlarda orgazm olmanın verdiği açlıkla büyük bir arayış içinde.
Bu arada pek çok erkeği bu uğurda harcamış olduğunu anladığımız karakterin sıradan bir tip, şehirli uslu ve şirin bir kadın olduğunu belirtmek gerekiyor. Çiğdem, yakın arkadaşı Sibel'in verdiği fikir ve destekle hayatında yeni bir kapı aralaması zorunluluğunun doğduğunu fark edip başka denizlere yelken açıyor. Bu yolculuğun daha henüz başındayken tanıştığı partnerinin de yardımıyla Çiğdem, sonunda orgazm olabilecek mi acaba sorusuna cevap arıyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse bu arayış hem kendisi hem de okuyucu için geçerli.
Daha önceki 2 kitaptan farklı olarak bu kitapta Berna Tuğhan, BDSM'nin karanlık ama bir o kadar da erotik, zevk ve acı veren dünyasına giriş yapıyor. Okuyanı bazen irite eden betimlemeler olsa da BDSM'yi anlatan metinlerin en iyilerinden biri olmaya aday durumda. Diğer yandan bakıldığında sert ve acı veren seks fikri üzerinden düşünüldüğünde de okuyucuda bambaşka duygular ortaya çıkaran ve bir biri ardına sıralanan cümlelerle dolu.
Yaşamadığınız bir şeyi oturup düşünmek yerine Tutku Suçları'nı okuyarak konuya bir giriş yapmanızı tavsiye ederiz. Zira kitap tam anlamıyla bir başlangıç kitabı. Sırf bu nedenle de ardından gelecek diğer 3 kitabı merak etmeden duramıyor insan.
Diğer kitaplarında olduğu gibi yazarın bu kitabında da gereksiz ayrıntılar ve uzayan metinler bulunmuyor. Tam da erotik bir metinde bulunması gerekenler ve işin özü var diyebiliriz. Tuğhan'ın kendisinin de belirttiği gibi "Bir Henry Miller ya da Anais Nin metni olmayabilir, ama en az onlar kadar cüretkar"
Olacakları, olabilecekleri sadece hayal edebilirsiniz ama kitap sizi bunun çok ötesine taşıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder